ŞAFİİ el-UMM

ZEKAT

 

ALACAĞIN ZEKATI

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bir kimsenin alacağı, kendisinin bulunmadığı bir yerde ise, bu tıpkı ona ait bir ticaretin, bir emanetin kendisinin bulunduğu yerde olmaması gibidir ve hepsinde zekat vardır.

 

Dedi ki: Rasulullah (s.a.v.) zekatı sene devrinde tespit ettiğine göre, malının zekatını ancak sene devrinde vermesi caizdir, çünkü mala ya zekat düşer ya da düşmez. Mal ancak ya Rasulullah (s.a.v.)'ın tayin ettiği gibi olur yahut da o malda zekat yoktur. Bu durumda kazanç olarak elde edilen mal gibi olur.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Bir adamın bir diğerinden alacağı olsa, üzerinden bir sene geçmekle birlikte mal sahibi borçlunun ve yakınlarının huzurunda ondan onu tahsil edebiliyor ve borçlu da bunu inkar etmiyor, ayrıca herhangi bir haddi aşmaya mecbur bırakmıyorsa, o takdirde o alacağını ya ondan alması yahut zekatını ödemesi gerekir. Nitekim emanet hususunda da üzerindeki yükümlülük aynen böyledir. Mal sahibi ister hazır bulunsun, ister bulunmasın, eğer o malı kendisinden ancak korku yahut da aleyhinde dava açtığı takdirde onu iflasa götürmekle alabiliyorsa, borçlu kişi de hazır bulunmuyarsa o takdirde onda kalan miktarı alacağını kabzetme imkanını bulacağı vakte kadar hesap eder. Alacağını kabzettiği takdirde üzerinden geçen yıllar kadar zekatını öder. Bundan başkasını yapamaz. Bizzat kendisinin ele geçiremediği, kendisi adına başkası tarafından ele geçirilemeyen, bir adama ait bulunan, hazır olmayan davarların durumu da böyledir. Emanet bıraktığı mal ile gömüp de yerini unuttuğu mal da aynen böyledir, hiçbir farkı yoktur.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Şayet bir ticarette kullanılıp yanında bulunmayan ama bir vekili olduğu yerde kabz edebiliyorsa, bulunduğu yerde ona kıymet biçer ve zekitı ödenir. Bunun dışında bir şey yapamaz. Gömülü ve alacak malların durumu da böyledir. 'Zekatını ödemekten başka bir şey yapamaz' dediğim her bir husus onun üzerinden sene devretmiş olması ve ona imkanının bulunması ile sınırlıdır. Eğer malına ulaşamadan önce ve sene devrettikten sonra malı telef olursa, ama bundan önce zekatını ödeme imkanını bulmuşsa, o malın zekatını ödemek üzerine borç kalır. Bu da yeri bilinip de zekatı ödenmeyen her bir mal için böyledir. 'Onun zekatını öder' dediğim her bir şeyin de zekatını o malı kabzetmeden önce ödemesi gerekmez. Şayet malı kabzedemeden önce telef olursa, bundan önceki zekatı hususundatazminat ödeme sorumluluğu yoktur. Çünkü zekatı ödenmesi gereken ayni maL, zekatı ödeme imkanını bulamadan önce telef olmuştur.

 

Şafii dedi ki: Bir mal gasp edilse, -gasp edenin elinde onu eline geçirme gücünü bulamayacağı kadar bir süre kalsa, sonra o malı alsa- yahut da onun bir malı suya batsa ve bir süre denizde kaldıktan sonra o malda tasarrufta bulunma imkanını elda etse yahut bir malı gömüp yerini unutsa ve nerede olduğunu bilemese, sonra onda tasarruf imkanına kavuşsa bu mal hakkında ancak şu iki görüşten birisi caizdir:

 

Birinci görüş: Geçen zaman sebebiyle onun üzerine bir zekat düşmez. Onu kabzettiği takdirde de kabzettiği günden itibaren üzerinden bir sene geçmedikçe zekat düşmez. Çünkü bu durumda onun o mala ticaret ve borç hususunda geçmişte imkan sahibi olduğu gibi bir imkana sahip değildi.

 

İkinci görüş: Mal esenliğe ulaşınca ona zekat düşer, çünkü onun o mal üzerindeki mülkiyeti üzerinden geçen sebeplerden ötürü zail olmamıştır.

 

Er-Rebi' dedi ki: Son görüş bana göre iki görüşün daha sahih olanıdır, çünkü malı gasp edilen yahut suda batan kimsenin o mal üzerindeki mülkiyeti sona ermez. Ayrıca bu Şafii'nin (Allah'ın rahmeti ona olsun) de görüşüdür.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Aynı şekilde bir adamın üzerinde aslı itibari ile teminat altında olan bir malı yahut bir emaneti bulunsa, o da bunu inkar etse, bu hususta ona karşı elinde bir delili bulunmasa ya da delili bulunmakla birlikte hazır olmadığı için herhangi bir suretle olursa olsun, onu o kişiden almaya gücü yetmiyorsa;

 

Er-Rebi' dedi ki: O malı ondan alabildiği takdirde üzerinden geçen seneler için zekatını öder. Şafii'nin (Allah'ın rahmeti ona olsun) sözünün_manası budur.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Kişiye ait bir mal kaybolsa, bir adam onu bulsa yahut onun bulunduğunu bilmese ya da bulunmamakla birlikte (hükmünün) bunun gibi olması da mümkündür. O malda, hiçbir durumda, üzerine zekat düşmemesi de mümkündür. Çünkü malı bulan bir kimse bir sene sonra -sahibi malını almak üzere ona gelmesi halinde ödemesi şartıyla- o mala malik olur. Bu mana itibari ile bundan önceki bahisten farklıdır.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: 'Zekatını ödemesi gerekir' dediğim kabzettiği her bir alacağın zekatını, onun benzerinde zekat düşüyorsa, geçmiş zamandaki zekatını öder. Bundan sonra ondan ne kabzederse, kabzettikçe böyle yapar.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi k: Buluntuyu bir sene tanıttıktan sonra ona malik olsa, üzerinden zekatını ödemeksizin yıllar geçse, sonra o buluntunun sahibi gelse, onu bulana zekat düşmez. Bu kadının mehri gibi değildir, çünkü bu kimse bu buluntuya sahibi gelinceye kadar asla malik olmuş değildir. Eğer o buluntunun zekatını, buluntu malın kendisinden öderse tazminatını sahibine öder.

 

Şafii (Allah'ın rahmeti ona olsun) dedi ki: Sahibi tarafından tanınan buluntuya zekat düşmediği yahut da nitelendirdiğim şekilde başkasının elinde kaldığı süre zarfında, zekatını ödemekle yükümlü olduğu ile ilgili görüş, zekatın bir yıldan sonra buluntuyu bulanın elinde kalması halinde (bu süre zarfında) düşmeyeceği anlamındadır. Çünkü o buluntuyu bulanın ondan yemesinin ona mübah kılınmış olması, rızası dışında gerçekleşmiştir. Ya da (başka bir cihetten) ondan dolayı ona zekat düşer, çünkÜ bu onun malı (gibi) dir.

 

'Kabzedilen her bir alacak ile ilgili olarak ona zekat düşer', dediklerimin zekatını -mislinde zekat düşüyorsa- geçmiş için de öder. Ondan bir şey kabzettikçe böyle yapar. Şayet ondan mislinde zekat düşmediği bir şey kabzedecek olup onun ayrı bir malı varsa, bunu ona ekler. Değilse onun hesabını yapar. Şayet onunla birlikte zekat ödenmesi gereken bir miktar kabzedecek olursa, onun üzerinden geçen seneler için de zekatını verir.

 

Sonraki için tıkla:

 

ÖDEDİĞİ ZEKATI -HAK SAHİPLERİNE ULAŞMADAN TELEF OLANIN DURUMU